bu adami birde delikanli diye ovenler olmus ki durum cok vahim. takimini dusunmeyen oksi-moron'un tekidir efendim fazlasi degil. boyle takim ne tutulur ne de sevilir lan ne mal bir adamsin hadi tribunden birseyler yaptin attin, esekligini bil otur yerine sahaya girmek nedir ya? hayir neyin kafasini yasiyorsan soyle bizde bilelim. orada ayagin kaymasa es kaza vurdun bir tane diyelim, e adamin eli armut toplamayacak, olaya taraftar kariscak ortalik kariscak olan klube olacak. boyle takim tutacaksaniz, tribune gelecekseniz gelmeyin. su an su adamla ayni takimi tutuyor olmaktan utaniyorum. yenildiysekte, adam gibi yeniliriz futbol bu her kaybeden sahaya dalacaksa isimiz var.
son olarak, sen varya adam gibi adamsin ya herkes gitsede sen kal, karakterine mucadelene saglik manuel fernandes.
not: anlasilacagi uzere besiktasliyim.
öncelikle hangisi döver tartışması çok komik. ebue orada o adama vurmazdı. bir hamle dahi yapsa hemen araya bin kişi girerdi. adam ebue'ye vursa ebue kendini yere atardı. yani orada o kavga zaten çıkmazdı, başka şeyler olurdu, bu yüzden abartmanın lüzumu yok.
-bir ara tribüne dönen kamerada hakikaten ellerine bir galatasaraylı verilse paramparça edecek kadar gözü dönmüş, ne yaptığınıı bilmeyen insanlar gördük.
-etrafında kimse olmadığından yanlışlıkla olduğu iddia edilemeyecek şekilde, bir kameramana sökülen koltukların fırlatıldığını gördük. hani, şöyle ya da böyle emekçi adam. belki beşiktaş taraftarı belki de o işten hiç anlamıyor bile ama sırtına koltuk geldi...
-sürekli övünülen desibel rekoru hakemin annesinin mesleğini haykırırken de kendini gösterdi.
-sözlükte gerçekten bu kavgayla eğlenen samimi insanlar dışında, "sikerdik, asardık, keserdik" diyen insanlar olduğunu gördük.
-tribünden bir insan evladının da "bir durun amk ne yapıyorsunuz" demediğini farkettik.
-beşiktaşlı futbolcuların tribünün kenarına gidip (o zamanlar 20-21 yaşında olan) arda kadar olamayıp, "bir akıllı olun amk" diyemediğini öğrendik.
-onca olayın içinde artist artist bakan, sanki küçük dağları kendi yaratmış gibi gezinen, hakemin kibirlisini de ilk defa gördük.
-bir galatasaraylı olarak sabah, öğlen, akşam alay etmezsem rahat edemediğim fenerbahçe'nin bile daha aklı başında taraftarı olduğunu, bugüne kadar rambo hariç hiçbir fenerbahçe'linin sahaya girmediğini hatırladık.
-sabri reyiz olmasa bu takımda çok kötü şeyler olur, onu hatırladık.
kendi düştüğü durum komik, onu anladık. ya meloş'a ne demeli? reyizi görünce üstüne atılır gibi yapıp karşıdan reaksiyon gelmeyince geri vitese bağlıyor. it mi kovalıyorsun pitbull kırması?
insanların beşiktaş semti hakkında ne kadar cahil olduğunu gözler önüne seren reis. ulan çarşıdaki esnafın yarısı karadenizli. özellikle abbasağa'da oturanların. ne anarşistliğinden bahsediyorsunuz?
ikincisi tinerci sayısı az. semtin çocuklarının bir çoğu en az 2 ay kick-box dersi almıştır (bkz: moda). geri kalanlarda kavgaların aranan adamlarıdır.
ayrıca inönü'de artislik yapan olursa adamın amuğa korlar başgaaannn.
kendisi super mario daki gibi havada yurumeye devam ederek bi anda cimlere inmistir o acidan takdir edilesidir. fakat futbolculara olasi bir temasinda kendi takimina getirebilecegi cezalar ve futbola yapabilecegi zararlar goz onune alinirsa ne denli buyuk bir reyiz oldugu daha iyi anlasilabilir. bir logar kapagi bile dunyaya kendisinden cok daha faydalidir.
epey geri vites bir reyiz arkadaşımızdır. buyrun. o kadar erkekse, delikanlıysa, çıktığı mahkemede de deseydi ya "çıldırttılar hepimizibaşgaaan, ben de racon gereği indim, alıcaktım façasını aşağı" diye.
bunun yanında çelimsiz, sadece sahaya inip kendini göstermek için kasan, show amacı barındıran bir reyizdir kendisi. gerek eboue, gerek melo, ceza almayacaklarını bilseler, ikisi de ayrı ayrı bir kaleden diğer kaleye kadar götünden kan alırlar bunun. amk çelimsizi çıkmış bir de artist artist triplere giriyor dalacam edecem diye.
olur da burayı okursa, kendisi ulaşsın bana. eğer delikanlıysa yanına tayfayı toplamadan gelecekse, ben görüşmek isterim kendisiyle. ne onu sahalara inecek kadar zorlarım, ne de ceza alacak bir kuruma bağlıyım. gelsin bakalım kaç vitesmiş reyizimiz, reyiziniz, reyizleri. sonra swfhazırlarız beraber, burda paylaşıp, güler eğleniriz.
vay arkadaş ben bu adamı ciddiye almadıydım ama adama gelen desteğe, tavra bakarsak baya bizim futbolcular, teknik ekip ölümden dönmüş. eboue, melo bu adama karşılık verse sahaya atlayıp bizim futbolcuları, teknik ekibi linç edecekmiş ruh hastaları. iyi ki melo, eboue'ye ulaşamamış da ülkede potansiyel iç savaş çıkartacak böyle bir gerizekalılık yaşanmamış. şimdi sol frame'de görüyorum, 17 yaşında bir çocuk doktoru bıçaklıyarak öldürmüş, zaten ağır hasta olan dedesi ameliyattan çıkamadı diye. kendince doktoru olaydan yana suçlu bulmuş ve öldürmüş. bu adam ve bu adama destek verenlerin kafa yapısı da aynı bu 17 yaşındaki ergen gibi çalışıyor zerre fark yok. sonra da niye böyle şiddet olayları yaşanıyor, bu doktorun günahı neydi filan diyenler var ya, aha burayı okuyan bu doktorun öldürülmesine de zerre şaşırmaz. bildiğin millet kendini ceza makamı haline getirmiş, linç peşinde koşuyor. birde bu olayın suçu ve suçluyu övme boyutu var aslında ama artık ona girmeye gerek yok bu embesil ortamda.
melo ve aydın hafiften taciz edince kudurmuş, hazımsız, kıskanç binlerce beşiktaşlıdan biridir.
dikkat ettiyseniz taciz dedim tecavüz demedim. o arena'da.
melo'dan yiyeceği dayaktan son anda kurtulmuş eleman. melo en başta girmek istedi, sonra "ulen zaten takım içi kavgadan sabıkalıyız, bunun da ağzını burnunu dağıtırsam forma vermezler bana" diye düşünmüş olacak ki geri çekildi. bazı bjklilerin dediği gibi geri vites yapmadı. he bu eleman eboue'ye ulaşsaydı hayatının dayağını yerdi o ayrı mevzu. neyse, en sonunda diyeceğim bu adamları savunanları görünce bjklilerin ne kadar boş beleş olduklarını anlayabiliyorsunuz, futbol cahilleri.
geri viteslerin en büyüğünü yapan reyizdir. reyiz 2-0 sıfırda sahaya atladıysa 8-0 biten liverpool maçından sonra da anfield road'a uçmuştur.
